1 Ekim 2012 Pazartesi

İnceleme: Bir Şiir Adamına KADINCA Bakış


Sunay Akın ilk şiirini, henüz 9 yaşındayken Meteoroloji Müdürlüğü'nde çalışan bir memurun kızına yazmıştır. Yazdığı bu akrostiş şiiri evlerinin terasında bulunan odunluk kapısının iç kısmına yazmıştır. Akın, kız balkona geldiğinde bu şiiri görsün diye odunluğun kapısını açsa da bir türlü görülmesini sağlayamamıştır. Şair sıfatına ulaştıktan sonra Sunay Akın çocukluğunun geçtiği Trabzon'a gittiğinde, sert geçen bir kışta, içindeki odunlarla birlikte üstünde şiirin yazılı olduğu kapının da sökülüp yakıldığını öğrenir. Bu şekilde şairin yazdığı ilk şiir kaybolmuş ancak bir sobanın içinde kütürdeyen odunun anlatıldığı şiir olan yayınlanan ilk şiirine ilham kaynağı olmuştur. İlk şiir kitabı 1989'da "Makiler" adıyla yayınlandı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989'da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından, 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. Adını Cemal Süreyya'nın koyduğu bu kitabı "Antik Acılar, Kaza Süsü, 62 Tavşanı" izledi.
   Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri, Orhan Veli'nin şiirindeki bazı özelikleri günümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir. Ayrıca, bu tür şiirlerde genellikle rastlanmayan, yumuşak, lirik bir tonu vardır. Şiirlerinde özellikle ince yergi öğelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreyya'nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir. Cemal Süreya, Sunay Akın şiirlerinde düşünce lirizminin yoğun olarak hissedildiğini öne sürmektedir. Sunay Akın, Garip’le İkinci Yeni’yi birleştiren bir tavır içinde olup rasyonel öğede de hüzün arayan bir şairdir. En belirgin özelliği şiiri düz yazıya yaklaştırarak düşüncelerini okuyucusuyla konuşur gibi yazıya dökmesidir.
   Sunay Akın'ın kelimelere yüklediği anlamdır beni kendisine çeken. Şiirin örtüsünü aralar ama kelimelere cesurca dalmaz; çünkü mütevazıdır, kimseyi kırmak istemez. Şiirlerini düz yazıya yakın biçimde yazması onun belki de daha içten görünmesinin asıl sebebidir; çünkü okuyucuyla kendisi arasına bir duvar örmez, kendini sıradanlaştırarak sade bir dille anlatır aklındakileri. Bazı kişiler Sunay Akın şiirlerinin sadeliğin doyurucu zirvesine ulaşamadığını söylemektedir. Bunun sebebi belki de şiirlerinde tıpkı Garipçiler gibi sıradan öğelerden yararlanması ve kendini uyak, redif düzeninden uzak tutmasıdır. Yüzeysellikle sadelik arasında bir geçiş özelliği taşıyan şiirlerin duru bir dille yazılmış olmasıdır şairin öne çıkan özelliği. Öte yandan, çokça okuduğum halde pek aklımda tutamadığım şiirlerin şairidir Sunay Akın ve bazı şiirleri gerçekten de yüzeysel bir görünüme sahiptir sanki zorla yazılmış gibi.
   Genelde şiirlerinin kısa olduğu dikkat çeken şairin uzun şiirlerinde uyumlu bir bütünlük sağlanamamıştır. Aslında diğer bir bakış açısına göre Sunay Akın şair olduğu için şiiri ıskalamaktadır. Radyo ve televizyon programlarıyla sıkça gündeme gelmesi ve katıldığı programlarda çok konuşması ve çarpıcı dizeler kullanarak okuyucuyu etkilemek istemesiyle öne çıkmaktadır. Bu durum onun popüler olmaktan ne kadar zevk aldığını gösterse de anlatacak bilgi birikiminin olduğu da gözlerden kaçmamalıdır. Sıra dışı olmaya çalışan ancak düşünsel temeli ile ulusal-solcu geleneğin dışına çıkamayan entelektüel erişkinliğe ulaşamamış biri gibi görülse de tipik "aydın olma hali" ile elit bir duruş sergiliyor.
   Şiir içten gelmeli, geldiğini belli etmeli yoksa ruhsuz bir yazındır, alt alta kurulan devrik cümleler ve kullanılan kafiyelerdir, şiiri şiir yapan yazının teknik niteliği değil, barındırdığı ruhtur. Sunay Akın, ne kadar yetenekli olursa olsun, kendi kendini yeterli gördüğü ya da popüler olmaktan duyduğu hazdan şiirin o doyumsuz lezzetine ulaşamamaktadır. Bu nedenle Sunay Akın bence bir şair değil, bir şiir adamı olarak değerlendirilmelidir.
   Beğenelim veya beğenmeyelim çocuk ruhunu hiç yitirmemiş bir adamdır Sunay Akın. Göztepe’deki Oyuncak Müzesi, Sunay Akın’ın düşleyip de kurduğu, içinde yüzlerce eski oyuncağın sergilendiği, dünyanın en önemli üçüncü oyuncak müzesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder