Bu yaz iki haftalık süreçte öyle bir
kitap serisi okudum ki hayatım değişti.. Kitap
okumayı ne kadar sevdiğimi beni tanıyanlar iyi bilir.
Bestseller kitaplara ayrı bir ilgimin olduğu doğrudur.
Özellikle kadınların yoğun bir ilgi ile alıp okuduğu 2012-2013 yıllarına damgasını vuran “Elli Ton”
üçlemesini ben de okudum efendim. Hem de bir solukta! Geceleri kitap
okumaktan uykusuz kaldım, sabahları güne bu kitapla başladım. Yemek
yemek ve su içmek gibi hayatî bir mesele haline geldi bu kitap benim için.
Serinin ilk kitabı Grinin Elli Tonu’nu
3 günde bitirdikten sonra hemen gidip ikinci kitap olan Karanlığın Elli Tonu’nu
aldım. O kitabı da 2 günde bitirdikten sonra serinin üçüncü ve son kitabı olan
Özgürlüğün Elli
Tonu’nun akıbetinden korkmaya başlamıştım açıkçası.
Son kitaba gelince bir yavaşladım. Ne de olsa onu okuyup
bitirirsem elinden oyuncağı alınmış çocuğa dönecek
ve bir yerlere saldıracaktım. Sonum
belliydi. Hem kitabın sonunu merak ediyor, bu fırtınalı aşk hayatı nasıl
bir sonuca bağlanacak diye düşünüyor hem de
bitirmemek için elimden gelen her şeyi yapıyordum.
Kitabı bitirdikten sonra “evet, şimdi ne olacak
peki?” diyerek sıradan hayatıma kaldığım yerden devam
ettim. Benim gibi bağlanma korkusu olan birinin okuduğu kitaplara
böylesine bağlanması normal midir bilmiyorum ama ben kitap okuduğum sürece yaşadığımı
hissediyorum sanki. Sütlü nescafe ve okuduğum kitaplar
benim can yoldaşım. Kitabın içeriğini anlatmayacağım, merak
edenler okuyup öğrenirler zaten. İnsanların
hevesini kursağında bırakmak gibi bir huyum yoktur benim.
Kitabın
erotik roman olduğunu bilmeyen yoktur heralde. Psikolog
kimliğimle kitabı
okudukça bastırılmış duyguların açığa çıkmasıyla
bilinçaltımdaki Freud bana göz kırpıyordu. Ah Freud ah!
Kitabın sayfalarına serpiştirilmiş şarkılar,
kurgulanmış olan hikayeyi daha canlı hale getirmiş. Yaşanabilirliği yüksek bir
roman olduğu için beni
bu kadar etkilemiş olabilir. Birçok kişi benim bu
kitabı böyle heyecan duyarak okumama şaşırmış olsa da
kitabın erotik teması beni hiç rahatsız etmedi.
Belki de her insanın kendi hayatının hakimi olduğu süre
içerisinde kendisine itaat edilmesinden ne kadar haz aldığını bildiğim içindir. Ayrıca insanların bu kitaba önyargı ile yaklaşmasının sebeplerinden biri de "bir erkeğe sadece aralarındaki tensel çekimden dolayı kendini teslim etmenin onlara yabancı gelmesi" de olabilir. Bu düşüncenin artık rafa kaldırılması gerektiği kanaatindeyim.
Aslında senfonik bir kitap olduğu da
söylenebilir. İçinde kurgulanan şarkılar son
derece özenle seçilmiş. Sahnelere uygun şarkıları yerleştirmek için
zengin bir müzik arşivinin olması gerek doğrusu. Birinci
kitapta baskın olan tanımlayıcı öğeler ikinci
kitapta yerini betimleme ve açıklamalara bırakırken düğüm serinin son
kitabı olan üçüncü kitapta çözülüyor. Öyle sanıyorum ki Muse’un şarkıları da bu
kitapta ve dolayısıyla Şubat 2015’te vizyona girmesi planlanan
filmde yer alsaydı çok isabetli bir seçim olurdu. Özellikle Supremacy
ve Uprising. Şiddetle tavsiye edilir!
Öte yandan filmin oyuncuları belli oldu, herkes Christian Grey rolünü kimin oynayacağını son hızla merak ederken Matt Bomer olarak düşünülen isim Calvin Klein modellerinden Jamie Dornan olarak belirlendi. Çok iyi çok da güzel oldu bence. İnsanın baktıkça bakası geliyor kendisine. Her ne kadar kalbimin Christian Grey'i Vampire Diaries'in yıldızı Ian Somerhalder olsa da...
Öte yandan filmin oyuncuları belli oldu, herkes Christian Grey rolünü kimin oynayacağını son hızla merak ederken Matt Bomer olarak düşünülen isim Calvin Klein modellerinden Jamie Dornan olarak belirlendi. Çok iyi çok da güzel oldu bence. İnsanın baktıkça bakası geliyor kendisine. Her ne kadar kalbimin Christian Grey'i Vampire Diaries'in yıldızı Ian Somerhalder olsa da...
Bu kitap serisinden gerçekten çok hoşlandığımı söylemezsem
yoğun yük taşıyan hislerim
eksik kalmış olacak. Bu eksikliği tamamlamak
adına aşkı arayan
herkese bu kitabı okumasını tavsiye ederim. İnsanın kendini
gerçekten iyi hissetmesine yardımcı olan, yetişkin okurlara
uygun olarak lanse edilen bu erotik romanı okumadan önce kendi duygularınızdan
emin olmanız ve içinizdeki şehvete kapılmadan önce
arzularınızın ritmine kulak vermenizi öneririm.
Boş şans!
**
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder