7 Aralık 2012 Cuma

.."Silikonlu" Hayatlar..

   Yapay insanları oldum olası sevmiyorum. Üniversite hayatı yapmacık 
 arkadaşlıklarla dolu. Vize ve final dönemi çevrene doluşup notlarının fotokopisini çektirmek isteyenler, gündelik yaşamda sokakta karşılaştığın zaman selam vermemek için eline telefonu alıp mesaj atıyormuş gibi yapanlarla aynı kişiler. Okul zamanı arkadaşlar konusunda titiz bir çalışma yapmak gerekiyor.

   Her önüne gelene güvenip de derdini anlatmamalı insan. Aslında herkes kendinin psikoloğu olmalı. Çünkü hiç kimse seni senden daha iyi anlayamaz bu çıkarcı dünyada. Bugün yüzüne gülen, ertesi gün arkasını dönüp gidiyor. Bazı kişiler tanıyorum ki kendi çıkarları için en yakın arkadaşını satar. Sanki öpemediğin eli bükeceksin deniyormuş gibi herkes uzanamadığı ciğere mundar deme mantığıyla ilerliyor kedi gibi. Ben bir psikolog adayı olarak, her insanın dermanının içinde olduğunu ve ancak doğru insanla bir araya gelip hayatının sorunlarını, sıkıntılarını paylaşıp anlattığı zaman rahatladığını yani huzura kavuştuğunu söyleyebilirim. Gerçek arkadaşlığı bilen dostunu doğru seçen insanların bir psikoloğa ihtiyacı kalmıyor. Görülen o ki günümüzde her sene bir önceki seneden daha fazla psikoloji mezununun verilmesi insanların arkadaş yoksunluğu içerisinde olduğunu gösteriyor. Sonuçta ihtiyaç olmasaydı psikolojiye bu kadar rağbet olmazdı.
   Üniversite hayatı ile söze başlamışken, okul hayatında birkaç tane yabancı arkadaş edinmiş olan kişilerin sosyal medyadaki iletilerini İngilizce yazmasını çok samimiyetsiz buluyorum. Sanki başkalarına gösteriş yapmak istermiş gibi. İşin komik yanı ise artık İngilizce bilmeyen insan sayısı iyice azalmış durumda. Yani neyin havasını kime yapıyorsun sen arkadaş? İnsan önce kendini bilmeli…
   Vakıf üniversiteleri ile devlet üniversiteleri arasında bir dünya fark var herkesin bildiği üzere. Ama ben ilginç olanını sizinle paylaşmak istiyorum. Vakıf üniversitelerindeki öğrenciler vize ve final zamanı sınava nasıl hazırlansam, hangi konuları nasıl yöntemlerle çalışmalıyım diye değil de sınav günü ne giysem, sınavdan sonra hangi filme gitsem, akşamki partiye kimlerle katılsam diye düşünmekte. Ne yazık ki günümüz gençlerinin durumu içler acısı. Ben gece hayatını sevmediğimden midir bilemiyorum ama bana çok boş geliyor bu bar, disko, parti muhabbetleri. Sınav zamanları sanırsınız ki bu üniversitelerde moda haftası geçidi yapılıyor. Bir şıklık, bir yarış; mezuniyet gecesini aratmıyor.

İnsanlar görselliğe gereğinden fazla önem veriyor. Güzeli daha güzel yapmak için uğraşmalarının yanında her güzelin bir kusuru olduğunu bildiklerinden o kusuru bulma çabasındalar. Son zamanlarda burun ve göğüs estetiğinde muazzam bir artış var. Genç kadınlarımız henüz 17-18 yaşlarındayken fındık büyüklüğündeki göğüslerini silikon ile portakal büyüklüğüne getirip aynada kendilerini ancak o yapay halleriyle beğenmeye başlıyorlar. Ben, böyle bir estetiğe gereksinimim olmadığından mıdır nedir, çok gereksiz buluyorum bu silikon takıntısını. Çünkü göğüs kalıbın içinde jöle kıvamında bir maddenin olması bana tiksinç geliyor sanki her an patlayacakmış gibi. Shakira’nın Objection adlı şarkısının klibinde bu söylediğime benzer bir sahne vardı, her izlediğimde gülerim. Vücut yapmış bir erkeğin göğüs kaslarını andırıyor bana silikonlu kadın göğüsleri. Ben ki kadın vücudunun ne kadar estetik olduğunu her zaman dile getiririm, silikonun yapaylığını bir türlü kabullenemiyorum. Gelgelelim burun estetiği kesinlikle gerekli bir yaptırım. Çünkü ben de karga burunlu bir insanı beğenebileceğimi hiç sanmıyorum ama yine de büyük konuşmamakta fayda var. Günümüz erkekleri lazer epilasyona kadınlardan daha meraklı artık. Tam anlamıyla metro seksüellik erkekleri sarmış durumda kabul etseler de etmeseler de. Erkeklerimiz artık doğru yolu buldular, artık tek değil iki kaşları var ve göğüs kıllarından son hızla kurtuluyorlar. Ne mutlu bana, çünkü özellikle plajlarda asla tahammül edemediğim bir görüntüydü bu göğüs kılları. Bir de onları slip mayodan kurtardık mı, biz kadınlar için görsel anlamda hiçbir sorun kalmayacak. Estetiğe genel olarak karşı görünsem de gerekli olduğu yerde düzgünce yapılması taraftarıyım. Ama bakımsızlığa asla tahammülüm yok. Biz kadınlar yine kişisel bakımımızı pek ihmal etmiyoruz ama haydi erkekler, doğru yoldasınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder