7 Nisan 2013 Pazar

Şarkılarla Yaşıyorum


   Dinlediğimiz ve sevdiğimiz şarkılar bazı psikologlar tarafından bilinçaltımızdaki çocukluk anılarımızın birer dışa vurumu olarak yorumlanıyor.
 İyi ama ben bunca şarkıyla böyle delicesine bir bağ kurarken bunların nasıl çocukluğuma dayandığı konusunda biraz afallıyorum. Düşünsenize çocukluğumda nasıl bir travma geçirdiysem sinirli anlarımda son ses Iron Maiden veya Led Zeplin dinlediğimde sakinleştiğimi hissediyorum. Bence dinleyerek sözde bir “bağ” kurduğumuz bu şarkıların çocuklukla hiçbir alakası olamaz. Sadece değişen ruh durumumuzu yansıttığına inandığımız şarkılar olabilir. Dinleyince mutlu olduğumuz, bizi sakinleştiren, sesini beğendiğimiz için sevdiğimiz veya müzik evrenseldir diyerek sadece melodisi hoşumuza gittiği için dinlediğimiz şarkılar vardır.

   Nedir sizce mutluluk? O kadar geniş kapsamlıdır ki mutluluk olgusu; kimimiz için hiç çalışmadığı bir sınavın ertelenmesi en büyük mutlulukken, bir başkası için aylar öncesinde beğendiği elbisenin indirim zamanında sadece bir tane 38 bedeninin kalmış olması o kişiyi mutlu etmeye yetebilir. Benim için mutluluk, büyük bir boşvermişlikle radyo kanallarını dolaşırken en sevdiğim şarkının karşıma çıkmasıdır. Demek ki mutluluk “ansızın” ortaya çıktığında avucuna alıyor bizi. Şimdi diyeceksiniz ki “madem o kadar seviyorsun o şarkıyı o zaman iphone’una veya ipod’una yükle de ordan dinle.” Neyse reklam bir yana, ben elimin altında olanla pek ilgilenmem o yüzden sevdiğim şeyleri sürekli yakınımda tutmuyorum ki ondan çabuk sıkılmayayım. En sevdiği şarkıyı üst üste 10 kez dinleyen bir insan çabucak o şarkıyı tüketmiş olur ve bir anda hevesi geçerek bıkkınlık hissine ulaşır.

   Bu aralar beni en çok mutlu eden şarkılar Gökhan Türkmen’e ait, resmen huzur buluyorum sesinde. Genel olarak Rock müziğe gönül vermiş biri olmama rağmen hayatımın en büyük istisnalarından biridir Gökhan Türkmen. Öte yandan Gökhan Türkmen sıradan bir pop sanatçısı değil, onun sahnesini görenler daha da iyi bilirler ki Pop'tan Rock'a, Rock'tan Alaturka'ya her tür şarkıyı söyleyebilen ve repertuvarı oldukça geniş olan çok özel bir adamdır. Onun sesini duyduğumda garip bir mutluluk kaplıyor içimi ve hoş bir tebessümle dolaşmaya başlıyorum sokaklarda. Belki herkeste aynı etkiyi yaratmıyordur ama benim için özel bir yeri var artık Gökhan Türkmen’in. Hatta “artık” demek ona haksızlık olur, çünkü uzun zamandır, dinlediğim ilk andan itibaren seviyorum şarkılarını da kendisini de. Benim için müziğin "büyük insanı" Gökhan Türkmen'dir. “Tanrı’m alma canımı teniyle bir gün buluşmadan” derken Gökhan Türkmen’in sesinden o duyguyu alıyorum, şarkıyı resmen yaşıyor ve yaşatıyor. “Aşk lazım” tam bir yaz şarkısı; bahar geldi, içimiz cıvıl cıvıl. Havaların ısınmasıyla hormonlarımız harekete geçiyor ve aşık olmaya hazır hale geliyoruz. Bu sebeple “aşk lazım!” demenin şimdi tam sırası.

Gerçekten de "yeter demek yetmez ki bazen" ve yetmiyor da zaten. Her biri kısa metraj film olan Gökhan Türkmen kliplerini bıkmadan usanmadan günün her anında izleyebilirim. Buradan Gökhan Türkmen’e sesleniyorum “ beni kendine aşık, kendini de bu aşka tanık ettin”..
   Şarkılar insanın halinden anlayan, doğru yerde doğru sözcükleri kullanan bir arkadaştır aslında. Boşuna dememiş eskiler “şarkılar seni söyler .”
**

5 yorum:

  1. Gökhan Türkmen sevilmez mi ya :))

    YanıtlaSil
  2. elinize sağlık güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  3. çok beğendim ben çok güzel bi yazı

    YanıtlaSil
  4. değişik ve hoş bir yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
  5. tarzınızı ortaya koymuşssunuz akıcı bir yazı olmuş.yeni yazılarınızı merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil